Ben evin salonunda,
kitaplığın en üst rafında duran bir ansiklopediyim. İsmim de çok havalıdır:
Rehber ansiklopedisi. Hem de tamı tamına 10 cilt! 80’lerde basıldım ancak o
dönemde kuşe kağıda basılan nadir ansiklopedilerdenim. Ciltlerim o döneme göre
parıl parıl parlıyordu. İlk yıllarımda okul çağındaki çocuklar, evin büyükleri
bana başvururdu. Çocuklar dönem ödevlerini benimle beraber yapardı. Son on beş
senedir hiç hiç el sürülmedim ama. O biraz beni yıpratmıyor değil, işe
yaramadığımı hissediyorum bazen.
Ara sıra Mehmet’i
elinde telefonla görüyorum. Bayağı elde gezilebilen kablosuz bir telefon bu!
Alexander Graham Bell 1876’da telefonu icat ettiğinden beri telefonlar kablolu.
Nasıl böyle bir şey olabiliyor hayret ediyorum. Tabi Graham Bell sesi kablodan
nasıl götürdü o da ayrı bir muamma tabi. İnternet diye bir şeyden bahsediyorlar
her şeyi ona soruyorlar herhalde benden daha kalın bir ansiklopedi olabilir.
Böyle elli cilt falan olması lazım. Kıskanmıyor değilim gerçi nerde saklıyorlar
onu yer bulamazlar ki.
Dönem ödevlerinin
kahramanı bendim dediğim gibi. Başka kaynaklar olsun diye çocuklar başka
ansiklopediler de koyardı masaya sonra onların arasında kaybolur kafasını
gömerdi. Bir bana bir başka kitaba baka baka yapardı. İnce başlıklı pilot kalemle
yazarlardı bir de tabi. Çizgisiz kağıdın altına kılavuz olsun diye koydukları çizgili
kağıt da cabası.
Halbuki o kadar
çok bilgiye sahibim ki. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy Carter, Georgia
da doğmuştur. Hala dünya siyasetine yön veriyor. Onun baş düşmanı Sovyetler Birliği
yani SSCB Yuri Gagarin’i uzaya göndermiş. Sovyetler çok büyük bir devlet gerçekten
insanlık durdukça bu devlet gücü sağlam duracağına eminim. İnsanları uzaya
gönderebilen kaç devlet var ki sanki biri SSCB biri ABD ikisi de süper güç
devlet.
Dünya o kadar
kalabalık ki tamı tamına 4 milyar nüfusu var hayret verici bir şey. Zira 4
milyar insan bu dünyaya nasıl sığıyor aklım almıyor. Bu kadar insan nasıl
besleniyor nasıl kaynaklar eksilmiyor bilmiyorum. İnsanlık herhalde daha fazla
kalabalığı kaldırmaz. Bu son radde olmalı bence. Hele hele büyük metropol İstanbul’un
nüfusu 4 milyonu geçti bu kadar trafik varken bu nüfus çok boğucu olmalı.
Geçenlerde ev
sakinleri konuşurlarken “Google’ ye sor” dedi biri. O kim acaba? Yeni taşınan
komşu olabilir. Çok bilgili ki bana gelme ihtiyacı duymadılar. Halbuki o bilgi
bende vardı. Soru “Kaç cumhurbaşkanımız oldu” idi. Elbette Kenan Evren ile birlikte
yedi cumhurbaşkanımız var. Çok basit bir soruydu. Neden Google’ ye sorma ihtiyacı
duydular ki?
Bunca bilgim var
bana bakmıyorlar artık bu çok üzüyor gerçekten. Ne yapabilirim onu da
bilmiyorum. bağırsam, seslensem desem gelin burada çok bilgim var. Bırakın komşu
Google’ yi bırakın. Açın kuşe kağıtlı parlak sayfalarımı gözünüz şenlensin
biraz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder