✍️ Kaldığım Yerden Yazılar

Bu blog suskunluğu yırtmaya çalışan birinin özgür olduğu bir yerdir.
lütfen evinde hisset, hoş geldin.

6 Eylül 2025 Cumartesi

Sessiz Bilge

 


            Ben evin salonunda, kitaplığın en üst rafında duran bir ansiklopediyim. İsmim de çok havalıdır: Rehber ansiklopedisi. Hem de tamı tamına 10 cilt! 80’lerde basıldım ancak o dönemde kuşe kağıda basılan nadir ansiklopedilerdenim. Ciltlerim o döneme göre parıl parıl parlıyordu. İlk yıllarımda okul çağındaki çocuklar, evin büyükleri bana başvururdu. Çocuklar dönem ödevlerini benimle beraber yapardı. Son on beş senedir hiç hiç el sürülmedim ama. O biraz beni yıpratmıyor değil, işe yaramadığımı hissediyorum bazen.

            Ara sıra Mehmet’i elinde telefonla görüyorum. Bayağı elde gezilebilen kablosuz bir telefon bu! Alexander Graham Bell 1876’da telefonu icat ettiğinden beri telefonlar kablolu. Nasıl böyle bir şey olabiliyor hayret ediyorum. Tabi Graham Bell sesi kablodan nasıl götürdü o da ayrı bir muamma tabi. İnternet diye bir şeyden bahsediyorlar her şeyi ona soruyorlar herhalde benden daha kalın bir ansiklopedi olabilir. Böyle elli cilt falan olması lazım. Kıskanmıyor değilim gerçi nerde saklıyorlar onu yer bulamazlar ki.

            Dönem ödevlerinin kahramanı bendim dediğim gibi. Başka kaynaklar olsun diye çocuklar başka ansiklopediler de koyardı masaya sonra onların arasında kaybolur kafasını gömerdi. Bir bana bir başka kitaba baka baka yapardı. İnce başlıklı pilot kalemle yazarlardı bir de tabi. Çizgisiz kağıdın altına kılavuz olsun diye koydukları çizgili kağıt da cabası.

            Halbuki o kadar çok bilgiye sahibim ki. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy Carter, Georgia da doğmuştur. Hala dünya siyasetine yön veriyor. Onun baş düşmanı Sovyetler Birliği yani SSCB Yuri Gagarin’i uzaya göndermiş. Sovyetler çok büyük bir devlet gerçekten insanlık durdukça bu devlet gücü sağlam duracağına eminim. İnsanları uzaya gönderebilen kaç devlet var ki sanki biri SSCB biri ABD ikisi de süper güç devlet.

            Dünya o kadar kalabalık ki tamı tamına 4 milyar nüfusu var hayret verici bir şey. Zira 4 milyar insan bu dünyaya nasıl sığıyor aklım almıyor. Bu kadar insan nasıl besleniyor nasıl kaynaklar eksilmiyor bilmiyorum. İnsanlık herhalde daha fazla kalabalığı kaldırmaz. Bu son radde olmalı bence. Hele hele büyük metropol İstanbul’un nüfusu 4 milyonu geçti bu kadar trafik varken bu nüfus çok boğucu olmalı.

            Geçenlerde ev sakinleri konuşurlarken “Google’ ye sor” dedi biri. O kim acaba? Yeni taşınan komşu olabilir. Çok bilgili ki bana gelme ihtiyacı duymadılar. Halbuki o bilgi bende vardı. Soru “Kaç cumhurbaşkanımız oldu” idi. Elbette Kenan Evren ile birlikte yedi cumhurbaşkanımız var. Çok basit bir soruydu. Neden Google’ ye sorma ihtiyacı duydular ki?

            Bunca bilgim var bana bakmıyorlar artık bu çok üzüyor gerçekten. Ne yapabilirim onu da bilmiyorum. bağırsam, seslensem desem gelin burada çok bilgim var. Bırakın komşu Google’ yi bırakın. Açın kuşe kağıtlı parlak sayfalarımı gözünüz şenlensin biraz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yılbaşı Manşetlerinden Türkiye’nin Hikâyesi

              Yine Milliyet Gazetesi arşivini karıştırıyordum. Dediğim gibi bunu çok sık yaparım. Bugünkü merak konum yılbaşı haberleriydi. ...