Bir telefon ile
gelen iş yine bir telefon ile yine sona erdi. Ne kadar çabuk oldu değil mi? İşe
giriş sürecimi anlatmıştım daha bir hafta oldu ve iş bakın gene işsizim. Mesaim
evde devam ediyordu bitmesine bir saatten fazla vardı. Bitsin diye beklerken bitti
gerçekten de bir telefon geldi “Emirhan Bey ben kalite sorumlusu bla bla işte
performansınız düşük falan” bilindik şeyler işte. Eşyalarımı yarın teslim
edeceğim.
Bir haftada nasıl
performansıma karar verdiler anlamış değilim. Tabi tecrübeli insanlar çok fazla
görmüş geçirmişlerdir elbette. Ancak bir haftada kalemimin kırılması üzücü. Çok
hayal kurmuştum. Odamın birkaç eşyasını yenileyecektim. Emektar, artık
bataryası kafam kadar şişkin olan telefonumu değiştirecektim, faturalarımı ödeyebilecektim.
Tüm hayallerim yine sona erdi.
Neyi beceremiyorum
diye soruyorum kendime sürekli. Gerçi bir önceki yazımda birazz bahsetmiştim. Ancak
çabaladığımı da hissediyorum. Asla tembellik etmiyorum, acaba doğru işi mi
bulamadım? Benim yapabileceğim iş nedir acaba? Bir sürü soru var aklımda.
Yavaş yavaş
alışıyordum bir haftada biraz düzen oturtturmuştum aslında. Erken kalkıyordum,
ilaçlarımı aksatmıyordum, günün yorgunluğuyla erken yatıyordum. Çay bile uykumu
kaçırmıyordu.
Yine bunalıma
gireceğim diye korkuyorum aslında. Bu da bir çözüm değil. Keşke elimde bir
sihirli değnek olsa hayatımı komple değiştirebilsem. Tabi bu peri masallarında
olur ancak. Külkedisi bal kabağını getirir, peri anne dokunur kocaman bir araba
olur. Benim kendime ait kabağım dahi yok.
Yazıyı buraya koymakla
koymamak arasında gidip geliyorum aslında. Ancak yine de koydum. Burası herkese
açık bir günlüğüm. İstemiyor muydun Emirhan, herkes hissettiklerini bilse keşke
diye. Kim okuyor bilmiyorum sadece yazıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder