Normalde araba kullanmayı çok severim. Ama her kullandığımda tedirgin binerim. Zira şoförlüğüm çok da iyi değildir. Gittiğim yerde park yeri bulabilecek miyim, bir yere sürtecek miyim falan sürekli düşünürüm. Kullandığım araba ablamın arabası sağ olsun ne zaman işim olsa istesem verir. Bugün falanca yere gideceğim diye istedim verdi. Ama aklımda oraya gitmek yoktu. Yol bilgim hiç yoktur. En ufak bir yere giderken bile telefondan haritayı açarım. Bugün onu yapmadım hani klişe laf vardır yol nereye götürürse diye. Aynen ondan yaptım. Oturdum direksiyon nereye giderse oraya gittim. Arkaya hafif bir müzik açtım. Kendimi nasıl olduysa otobanda buldum. Arabayı ben kullanmıyordum sanki. Gaza yüklendikçe yüklendim.
Düşünceler akmaya başladı. Son günlerde oldukça buhranlı bir süreçten geçiyordum. Belki de kendime yapıyordum ama süreç beni oldukça yormuştu. Ne yapacağımı kestiremiyorum. O sırada tek yaptığım araba kullanmak ve düşünmekti. Onu yapıyordum bende. Ailemi, kız arkadaşımı, dostlarımı düşündüm. Beni gerçekten seviyorlardı. Sevilen bir insandım. Ama ben onlara hiç yararlı değildim. Hayata dair amacım neydi? Derdim neydi? İnsanların benden bekledikleri neydi? Bu sorulara hiç cevap bulamadım. Hayat demek ki gereksizdi. Süratim oldukça fazlaydı o sırada yani olası bir kaza olsaydı o sırada sağ çıkmam mümkün değildi. Direksiyonu birden sağa ya da sola kırıp takla atmak içimden geldi. Hayat değersizdi. Sorunlarımı bitiremeyecektim her zaman benimle geleceklerdi. Bu cümlelerim basit varoluşsal sancılar olarak gelmesin kimseye otuz senedir bu vücudu taşıyorum ve cidden sorunlarımdan sıkıldım. Sürekli aynı sorunların maskeleri değişip önüme geliyordu. Tiklerim, anksiyetem, kafaya saçma sapan şeyleri takmak artık cidden bunalttı beni. Kaliteli bir hayat yaşayamadığıma karar verdim. Aslında bunları yazmak bu düşünceleri buraya anlatmak bu boku yiyemeyeceğim anlamına geliyor. Ölümden çok korkuyorum. Hayatın benden sonra devam etmesi ve benim onları görememem beni çok korkutuyor. Yeni filmler çıkacak, yeni teknolojiler gelecek ben onları göremeyeceğim. Düşünmesi bile dehşet verici. Hele hele hayatı kendi iradenle sonlandırmak çok daha büyük bir şey. Ama o soru beliriyor. Ya bir gün başarırsam?
Yakınımdaki insanlara sık sık bahsediyorum bu fikirlerimi. Derdim ilgi çekmek için değil. Destek aramak. Yardım çığlığı yani. Çaresiz hissediyorum. Hayatta başardığım sonuna kadar vardırdığım hiç bir şey yok. Şımarıklık mı diye de geçiyor içimden geçenler. Çünkü herkesin sorunu var herkes yoruluyor. Benim özelliğim ne de böyle yapıyorum diyorum. Ama tek bildiğim artık yorulduğum. Taşıyamadığımı hissediyorum. Hayat tek şeritli dar bir yol gibi asla kenara çekip dinlenebileceğimiz bir yer değil. Sürekli gitmek zorundayız. Sırtımdaki yükleri bir kenara atıp kenarda bir sigara içmek isterdim. Sık sık şöyle bir şey aklıma geliyor. Hani bilgisayarda oyun oynarken beceremediğimiz batırdığımız evreler vardır. Kayıtlı bölümü siler sıfırdan en temiz şekilde başlarız eski oyunu oynarken ki tecrübelerinizi yeni kayıtta yaparsınız. En çok istediğim şey bu. Elimdeki tüm imkanları bu fırsat için vermeye hazırım. Bunları neden anlattığımı da bilmiyorum aslında. Bu yazıyı kim okusun. İnsanın okurken bana ne demesi işten bile değil.
Abartıyor muyum acaba da diyorum. Sadece abartmak. İnsanların bana özel davranmasını mı istiyorum? Sürekli ben deliyim bana iyi davranın mı diyorum? Çok yorgunum. Depresyona girmek benim hobim gibi bir şey aslında. Ne zamandır işsizim. İyi hissettiğimi düşünüyordum. Tiklerim iyiden iyiye azalmıştı. Her şeyin bittiğini sanmıştım. Yukarda bahsettiğim şeyler burada başlıyor işte sorunlar sürekli peşimde nasıl mücadele edeceğimi bilmiyorum.
Huzur istediğim şeylerden biri... Kim huzurlu olmak istemez ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder