✍️ Kaldığım Yerden Yazılar

Bu blog suskunluğu yırtmaya çalışan birinin özgür olduğu bir yerdir.
lütfen evinde hisset, hoş geldin.

14 Temmuz 2025 Pazartesi

Bir Millet Meselemiz Var

 


Sokağa çıktığınızda eğer kenar mahallelerden birinde yaşıyorsanız Suriyelisi, Afgan'ı, Pakistanlısı, Rus'u, Özbek'i sayısız milletten insanla karşılaşırsınız. Türkiye'nin demografik yapısı son on yılda inanılmaz değişikliğe uğradı. Bununla beraber gelen sorunlar da baş gösterdi. Alt yapı sorunları, eğitim, sağlık vs. gibi zaten yetersiz olan hizmetlerimiz daha da yetersiz gelmeye başladı. İlerleyen yıllarda daha da çok sorun çıkacağına garanti verebilirim. Sadece hizmet sorunu da değil elbette çok fazla da kültürel sorun ortaya çıkmış durumda. Türk halkı yoğun bir ırkçılık yapmaya bu milletlerden nefret etmeye başladı. Elbette bu milletlerin Türk Halkına entegrasyonundan kaynaklı bu durum. Son dönemlerde insanlar bu durumdan bıkmış durumda ki milliyetçi partilere oy vermeye o partiler yükselişe geçmeye başladı. Ancak bir sorun var...

Türkiye'ye Türkçülük Enver Paşa, Ziya Gökalp gibi isimlerle kamuoyuna sunulmuştur. Sebebi ise Fransız İhtilali'nden sonra artan milliyetçilik akımı ile o dönem Osmanlı'da Osmanlıcılık ve ümmetçilik kâr etmemeye başlamıştır. Osmanlı kendini kurtarmaya topraklarını artık kaybetmemeye çalışmaktadır. Atatürk de bu isimlerden etkilenmiştir. Atatürk'ün doğduğu Selanik' de artan Rumların bağımsızlık hareketlerini görerek büyümüştür. İmparatorluk parçalanma aşamasındadır. Bu minvalde üniter bir devlet kuruluyor ve anayasada seksen sekizinci maddesinde “Türk ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur.” maddesi Türklükten ne anladığımızı gösterir niteliktedir. Atatürk'ün ne mutlu Türküm diyene sözü de yine bu minvaldedir. Yani kendini Türk vatandaşı hissediyorsan bizim halkımızdansındır, denilmektedir.

Ancak öyle bir dönem geliyor ki I. Dünya Savaşı'nın intikamını almak isteyen devletler içlerinden yoğun ırkçı hatta kafatasçı liderler çıkarıyorlar. Mussolini ve Hitler boy, saç rengi, göz rengine bakarak ırk tespitleri yapmaya başlamıştır. Bu dönemlerde de Türkiye'de çalışma yapan Arif Nihal Atsız ve Zeki Velidi Togan gibi isimler Türkçülüğü aynen Batı'da gördükleri milliyetçilikle harmanlamış abuk bir görüş çıkmıştır ortaya. İnsanların bıyık boyu, kafasının arkasında ki çıkıntılar araştırılmıştır.

Sonuç olarak Enver Paşa'nın Ziya Gökalp'in savundukları Türkçülük ve Turancılık yine bir nebze bu toprakların ürünüdür. Günümüz Türkçülük fikirleri ise ikinci dönem Türkçülerin ürettiği kafalardır.

Şöyle bir gerçek kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Dünyada da şu an kesinlikle eskiye dönüş hakim yeniden sanki Hitlerler gelmiş gibi siyasetçiler konuşmalar yapıyor. Bu elbette artan mülteci sorunu ile alakalı bir durum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yetmişli Yıllar: Türkiye’nin Ateşle İmtihanı

  Türkiye çok zor zamanlardan geçmiştir. Kurtuluş Savaşı, Büyük Buhran, 2. Dünya Savaşı, ekonomik krizler bunalımlar derken sayısız krizle...