✍️ Kaldığım Yerden Yazılar

Bu blog suskunluğu yırtmaya çalışan birinin özgür olduğu bir yerdir.
lütfen evinde hisset, hoş geldin.

1 Eylül 2025 Pazartesi

Hırs, Korku ve Biraz Umut

 



            Yeni işimde pek huzurlu olduğum söylenemez. Mola verdiğimde acaba bir şey derler mi, yeterince arama yaptım mı, iyi mi konuşuyorum kötü mü konuşuyorum bilmediğim için sürekli diken üstündeyim. Evden çalışma evresine geçtim sürekli arama yapma ihtiyacı hissediyorum yeterince aramadığımı düşünüyorum sürekli öğle molasına çıktığımda acaba takım lideri aradı mı diye telefonuma bakıyorum. Acaba çok mu uzun tuttum diye sürekli saatime bakıyorum.

            Kesinlikle sürekli bir baskı yok bu benim eski tecrübelerimden kaynaklı bir şey. Eski çalıştığım yerlerde sürekli yukarıda saydığım şeylerden sorun yaşadığım için burada da diken üstündeyim. Acaba ne zaman çıkaracaklar diye korku içindeyim. Yeteri kadar performans gösteriyor muyum bilmiyorum.

            İlk çağrı merkezi deneyimimde gerçekten travmatik bir iş yeriydi. Mola süremiz oldukça kısıtlıydı. Arkadaşlarımızla manyak olmuştuk artık. Sistemimizde mola tuşlayıp koştur koştur sigaraya inerdik hızlı hızlı sigara içip yine koştur koştur bilgisayarın başına gelirdik. Bir dakika aşmışsak takım liderinin hışmına uğrardık. Hâlâ daha o kadar yıl geçmesine rağmen sigaramı küllüğe koyamam elimde tutar hızlı içerim.

            Sadece bunlarla da sınırlı değildi yoğun bir mobbing de vardı. en ufak hatamızda “toplantı tuşla Emirhan yanıma gel” dendiğinde elim ayağım boşalırdı kim bilir gene ne oldu derdim. Gene aynı şekilde burada ki iş yerimde takım liderimiz aynısını söylediğinde gene elim ayağım boşalıyor garibim takım liderinin hiçbir şeyden haberi yok. “Nasıl gidiyor onu öğrenmek istedim” deyince içimden gülüyorum.

            İşimi kaybetmekten oldukça korkuyorum. “Olmadı Emirhan, şu an işimize yaramıyorsun, yapamıyorsun” lafını duyacağım diye ödüm kopuyor. Bu işimi çok sevdim zira oldukça rahat bir iş pek bir stresi yok. Mesafe sadece tek sorun ama haftada bir gün gidiyorum. O kadar da olsun artık.

            Her gün aynada kendime “yapabilirsin” demek de pek bir işe yaradığı söylenemez. Umudum gün gün eriyor. Baştan beri gerginim, bu da uzun süredir işsizliğimden kaynaklı diye düşünüyorum. Nasıl ilerlerim bilmiyorum takım liderini can kulağıyla dinliyorum bazen bana ödev veriyor akşam bunu yap dediğinde vakit kaybetmeden yapıyorum. Çok istiyorum bu işi yapmayı çünkü. Çabaladığımı görsün istiyorum. Tabi o oldukça tecrübeli bir hanımefendi çok iyi biliyordur bunu.

            Hırslanmak istiyorum, gerçekten hırs bende çok olmayan bir şey ama hırslanmaya çalışıyorum. Diğer ekip arkadaşlarımın yaptıkları beni hırslandırıyor. Ancak bazen de moralimi bozuyor. Kötü algılanmasın kıskançlıktan değil onlar yaptı kapasitesi var ben yapamıyorum diye bir moral bozukluğu.

            Yardım alabileceğim pek kimse yok. Şunu yaparsan işe yarar diyecek birinden bahsediyorum. Takım liderimiz oldukça yardım ediyor. Dediğim gibi can kulağıyla dinliyorum ancak bu işler teoriyle olacak şeyler değil tabi.

            Keşke biri beynimi açsa bana özgüven, hazır cevaplık, canlı konuşma yükleyebilse. Tabi bunlar mümkün değil. Sadece çok isterdim diyorum. Yardıma çok ihtiyacım var onu biliyorum. Oldum olası bu satış işlerini beceremedim. Olacağını düşünüyorum aslında tahsilatçılık da yapamıyordum eğittiler oldum bir buçuk sene yaptım. Gene sabırla eğitebilseler vakitleri olsa diyorum. Çalışmak çok istiyorum, işimi seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hırs, Korku ve Biraz Umut

              Yeni işimde pek huzurlu olduğum söylenemez. Mola verdiğimde acaba bir şey derler mi, yeterince arama yaptım mı, iyi mi konuşuy...