Yeni işimde pek
huzurlu olduğum söylenemez. Mola verdiğimde acaba bir şey derler mi, yeterince
arama yaptım mı, iyi mi konuşuyorum kötü mü konuşuyorum bilmediğim için
sürekli diken üstündeyim. Evden çalışma evresine geçtim sürekli arama yapma ihtiyacı
hissediyorum yeterince aramadığımı düşünüyorum sürekli öğle molasına çıktığımda
acaba takım lideri aradı mı diye telefonuma bakıyorum. Acaba çok mu uzun tuttum
diye sürekli saatime bakıyorum.
Kesinlikle sürekli
bir baskı yok bu benim eski tecrübelerimden kaynaklı bir şey. Eski çalıştığım
yerlerde sürekli yukarıda saydığım şeylerden sorun yaşadığım için burada da
diken üstündeyim. Acaba ne zaman çıkaracaklar diye korku içindeyim. Yeteri
kadar performans gösteriyor muyum bilmiyorum.
İlk çağrı merkezi
deneyimimde gerçekten travmatik bir iş yeriydi. Mola süremiz oldukça
kısıtlıydı. Arkadaşlarımızla manyak olmuştuk artık. Sistemimizde mola tuşlayıp
koştur koştur sigaraya inerdik hızlı hızlı sigara içip yine koştur koştur
bilgisayarın başına gelirdik. Bir dakika aşmışsak takım liderinin hışmına uğrardık.
Hâlâ daha o kadar yıl geçmesine rağmen sigaramı küllüğe koyamam elimde tutar
hızlı içerim.
Sadece bunlarla da
sınırlı değildi yoğun bir mobbing de vardı. en ufak hatamızda “toplantı tuşla
Emirhan yanıma gel” dendiğinde elim ayağım boşalırdı kim bilir gene ne oldu
derdim. Gene aynı şekilde burada ki iş yerimde takım liderimiz aynısını
söylediğinde gene elim ayağım boşalıyor garibim takım liderinin hiçbir şeyden
haberi yok. “Nasıl gidiyor onu öğrenmek istedim” deyince içimden gülüyorum.
İşimi kaybetmekten
oldukça korkuyorum. “Olmadı Emirhan, şu an işimize yaramıyorsun, yapamıyorsun” lafını
duyacağım diye ödüm kopuyor. Bu işimi çok sevdim zira oldukça rahat bir iş pek
bir stresi yok. Mesafe sadece tek sorun ama haftada bir gün gidiyorum. O kadar
da olsun artık.
Her gün aynada
kendime “yapabilirsin” demek de pek bir işe yaradığı söylenemez. Umudum gün gün
eriyor. Baştan beri gerginim, bu da uzun süredir işsizliğimden kaynaklı diye
düşünüyorum. Nasıl ilerlerim bilmiyorum takım liderini can kulağıyla dinliyorum
bazen bana ödev veriyor akşam bunu yap dediğinde vakit kaybetmeden yapıyorum. Çok
istiyorum bu işi yapmayı çünkü. Çabaladığımı görsün istiyorum. Tabi o oldukça
tecrübeli bir hanımefendi çok iyi biliyordur bunu.
Hırslanmak istiyorum,
gerçekten hırs bende çok olmayan bir şey ama hırslanmaya çalışıyorum. Diğer ekip
arkadaşlarımın yaptıkları beni hırslandırıyor. Ancak bazen de moralimi bozuyor.
Kötü algılanmasın kıskançlıktan değil onlar yaptı kapasitesi var ben
yapamıyorum diye bir moral bozukluğu.
Yardım alabileceğim
pek kimse yok. Şunu yaparsan işe yarar diyecek birinden bahsediyorum. Takım liderimiz
oldukça yardım ediyor. Dediğim gibi can kulağıyla dinliyorum ancak bu işler
teoriyle olacak şeyler değil tabi.
Keşke biri beynimi
açsa bana özgüven, hazır cevaplık, canlı konuşma yükleyebilse. Tabi bunlar
mümkün değil. Sadece çok isterdim diyorum. Yardıma çok ihtiyacım var onu
biliyorum. Oldum olası bu satış işlerini beceremedim. Olacağını düşünüyorum aslında
tahsilatçılık da yapamıyordum eğittiler oldum bir buçuk sene yaptım. Gene sabırla
eğitebilseler vakitleri olsa diyorum. Çalışmak çok istiyorum, işimi seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder